İKLİM ELEMANLARI : NEMLİLİK VE YAĞIŞ LİSE 9.SINIF COĞRAFYA KİTABI LİSE 1.SINIF
Nemliliğin oluşumu ve yeryüzündeki dağılışında etkili olan faktörler nelerdir?
Nemliliğin ve yağışın kaynağı sudur. Sıcaklığa bağlı olarak su, buhar ve buz hâline dönüşebilir. Su olmasaydı, yeryüzünde yaşam olmazdı. Atmosfer içerisinde su; buhar, sis, bulut ve yağışlar şeklinde kendini gösterir. Atmosfere teması olan sular, Güneş’ten aldığı enerji ile birlikte buharlaşarak nemli bir hava tabakası oluşturur. Su buharı yükseldikçe yoğunlaşarak, yeryüzüne yağmur, kar ya da dolu şeklinde geri düşer. Atmosfer içerisindeki su buharı nem olarak ifade edilir.
Mutlak nem: 1m3 hava içerisinde bulunan nemin gram (gr/m3) cinsinden değerine mutlak nem denir. Mutlak nem miktarı Ekvator’dan kutuplara, denizlerden, karaların içlerine doğru gidildikçe ve yeryüzünden yukarıya çıkıldıkça azalır. Mutlak nem miktarı sıcaklıkla doğru orantılıdır. Hava sıcaklığı arttıkça havanın taşıyabileceği nem miktarı da artar. Tersi durumda ise azalır.Havadaki nem miktarı higrometre (nem ölçer) denilen bir aletle ölçülür.
►Denizden uzaklaştıkça, yerden yükseldikçe, kutuplara gidildikçe mutlak nem azalır.
►Sıcaklık arttıkça havanın su buharı alma yeteneği artar yani mutlak nem artar.
►Mutlak nem ; gündüz çok gece azdır. Yazın çok kışın azdır. Ormanda çok stepte azdır.
Buharlaşma arttıkça, mutlak nem de artar. Buharlaşmayı etkileyen faktörler şunlardır:
Sıcaklık: Sıcaklıkla buharlaşma doğru orantılıdır. Yani sıcaklık arttıkça buharlaşma artar.
Nem Açığı: Havadaki nem oranı da buharlaşmayı etkileyen faktörlerdendir. Nem oranı az olan havada buharlaşma şiddeti artar. Buna karşın nem açığı az olan hava kütlesinde buharlaşma şiddeti azdır. Başka bir ifade ile bağıl nem arttıkça buharlaşma şiddeti azalır.
Hava Hareketleri, Rüzgarlar: Durgun bir hava ortamında buharlaşma şiddeti azdır. Yatay (rüzgâr) ve dikey (konveksiyonel) yöndeki hava hareketleri buharlaşma şiddetini arttırır.
Hava Basıncı: Basınçla mutlak nem arasında da doğru orantı vardır. Basınç arttıkça mutlak nem artar, basınç azaldıkça mutlak nem de azalır.
Buharlaşma Yüzeyinin Genişliği: Özellikle buharlaşmanın büyük oranda gerçekleştiği deniz ve göllerin yüzeyi arttıkça buharlaşma şiddeti de artar.
Yükselti: Yükseltiye bağlı olarak sıcaklık ve basınç azalacağından buharlaşma da azalır.
Toprak Özelliği: Koyu renkli topraklarda sıcaklık daha çok artar. Buna bağlı olarak buharlaşma şiddeti de artar. Açık renkli topraklarda ise buharlaşma şiddeti daha düşüktü. Geçirimli topraklara buharlaşma oranı daha fazla olur.
Bitki Örtüsü: Bitkiler topraktan aldıkları suyun bir kısmını terleme yoluyla havaya verirler. Yoğun bitki örtüsünün bulunduğu yerlerde nem miktarı nispeten daha fazladır.
Okyanus Akıntıları: Sıcak su akıntılarında buharlaşma oranı fazladır. Dolayısıyla geçtikleri kıyılarda nem miktarını arttırırlar. Soğuk su akıntılarında ise durum bunun tersinedir.
Bu bilgiler ışığında, yeryüzünde mutlak nemin en fazla olduğu yer Ekvator ve çevresi olurken; en düşük kutuplarda görülür. Çünkü Ekvator’da hava sıcak olduğundan, daha, fazla su buharı alabilir. Kutuplara doğru hava sıcaklığı azaldığından, nem alabilme yeteneği azalır. Ekvator’dan kutuplara doğru gidildikçe mutlak nem azalır.
1m3 havanın belli bir sıcaklıkta taşıyabileceği en yüksek nem miktarına maksimum nem (DOYMA MİKTARI) denir. Örneğin, 1m3 havanın -10° C sıcaklıkta taşıyabileceği en fazla nem miktarı 2 gr/m3 iken, 0° C’ ta 4.8 gr/m3′ tür. Havadaki nem, doyma noktasını aşarsa o havada yağış meydana gelir.
Bağıl nem: Havadaki mutlak nem miktarının, doyma noktasına oranına bağıl nem (nisbî nem) denir. Bağıl nem oranı yüzde (%) olarak ifade edilir. Bağıl nem miktarı % 100′e ulaşırsa havadaki nem doyma noktasına ulaşmıştır ve o havada yağış meydana gelir. Bağıl nemi hesaplayabilmek için şu formül uygulanır:
Mutlak Nem
Bağıl nem (nisbi) = ־־־־־־־־־־־־־־־־־־־־־־־־־־־ • 100
Maksimum Nem
Bağıl nem ile mutlak nem doğru orantılıdır. Mutlak nem, arttıkça, bağıl nem de artar; azaldıkça bağıl nem de azalır.
Bağıl nem ile doyma miktarı (maksimum nem) arasında ters orantı vardır. Maksimum nem arttıkça bağıl nem azalır.
Bağıl nem ile sıcaklık arasında da ters orantı vardır. Sıcaklık arttıkça bağıl nem azalır.
Bağıl nem, maksimum nemin az olduğu, kara içleri ve çöl bölgelerinde azdır. Buna karşın, mutlak nemin fazla olduğu Ekvatoral bölgelerde ve deniz kıyılarında fazladır.
Havadaki mevcut nem miktarı (mutlak nem) ile doyma miktarı (maksimum nem) arasındaki farka nem açığı denir. Nem açığı ne kadar az ise bağıl nem o oranda fazla olur.
Mutlak nem ile maksimum nem (Doyma miktarı) eşit olduğunda, bağıl nem %100 olur ve hava doyma noktasına erişmiş olur. Bu, aynı zamanda yoğunlaşma noktasıdır.
Not : Bağıl nem ; ekvatorda, denizlerde fazladır.
• Gündüzden → Geceye Artar
• Yazdan → kışa Artar
• Deniz seviyesinden yükseldikçe Artar
Çöllerde, kıtaların iç kesimleri (yaz) Bağıl nem azalır.
Not : Mutlak nem miktarı maksimum nem miktarına eşit olursa, hava doyma noktasına ulaşır ve nisbi nemi %100 olur.
Yoğuşma, sis, bulut: Su buharı (atmosfer içerisinde) yükseldikçe soğuyarak yoğuşur. Yoğuşma yükseklerde olursa bulut, yeryüzüne düşerse yağış ve yeryüzüne yakın yerlerde olursa sis oluşturur. Bulutların, sirüs (tüy bulut), kümülüs (küme bulut), stratüs (katman bulut) ve nimbüs (yağmur bulutu) adları verilen dört tipi vardır.
Yüksek bulutlar (Sirüsler): Saçak, tüy, ya da ince iplikler biçimindeki bulutlardır. Yüksek bulutlar genelde yağış getirmezler. Bunlar, bir siklonun yaklaştığının ve havanın bozacağının habercisidirler.
Orta yükseklikteki bulutlar (Kümülüsler): Kümeler biçimindeki bulutlardır Genellikle alt kısımları düz ve siyah olur. Alt kısımlarının düz olmasının nedeni yoğunlaşmanın aynı seviyeden başlamasıdır. Siyah olmasının nedeni ise iri su taneciklerinden oluşmasıdır. Bu gruptaki bazı bulutlar yükseklere doğru büyür ve sağanak şeklinde şiddetli yağmurlar getirir.
Alçak bulutlar (Stratüs’ler): Yer’in üstünde, asılı gri bir tabaka gibi duran koyu renkli bulutlardır. Genelde yağışlara yol açarlar.
Yukarıdaki bulutlar ana bulutlardır. Ancak gökyüzünde, özelliklerine göre, sirrokümülüs, kümülonimbus, sirro-stratüs gibi adlarla anılan karma bulutlar da görülür. Ayrıca, yağış bırakan bütün bulutlara nimbus adı verilmektedir.
Belirli bir anda gökyüzünün bulutlarla kaplı kısmının tüm gökyüzüne olan oranına bulutluluk denir. Bulutlu-luk oranı çeşitli aynalardan oluşan ve Nefometre adı verilen bir aletle ölçülür. Buna göre, gökyüzünün oranı 10 kabul edilerek;
0-2 oranı Açık havayı
2-8 oranı Bulutlu havayı
8-10 oranı Kapalı havayı ifade eder.
Sis, ise yeryüzüne çok yakın oluşmuş ya da yeryüzüne çökmüş bulutlardır. Sıcak ve nemli bir havanın daha soğuk bir yerle teması sonucu sis oluşur. Sıcak ve soğuk hava kütlelerinin karşılaşması da sislere yol açar. Başlıca sis oluşum şekilleri şunlardır:
a. Rüzgar, ılık denizlerden soğuk karaya eserse karada sis oluşur.
b. Rüzgar, sıcak denizlerden soğuk denizlere eserse soğuk sular üzerinde sis oluşur.
c. Rüzgar, sıcak karalardan soğuk denizlere eserse deniz üzerinde sis oluşur.
d. Serin denizler üzerinde alçalan hava kütleleri sis oluşumuna neden olur.
Yağışın oluşumunu sağlayan faktörler nelerdir?
Yağış, su buharının yoğunlaşması sonucu yer çekimine bağlı olarak yeryüzüne katı (kar, dolu) veya sıvı (yağmur) olarak düşmesidir. Yoğunlaşmaya neden sıcaklığın azalmasıdır.
•Yoğunlaşmanın olması için Bağıl nemin %100’ü aşması gerekir.
•Yoğunlaşmayı engelleyen faktör hava sıcaklığının artmasıdır.
Yeryüzüne düşen yağışın miktarı metre kareye (m2) kilogram (kg) veya milimetre (mm) olarak belirtilir. Yağışlar farklı şekillerde oluşur. Yağmur yağışların en büyük bölümünü oluşturur. Yağmur damlaları 0,5 ile 5 mm iriliğindedir. Buna göre çiseleme ve sağanak şeklinde yağarlar. Yağmur yağışları pluviometre (yağmur ölçer) denilen bir aletle ölçülür. Su buharının 0° C altında donarak billurlaşması sonucu kar yağışı oluşur. Atmosfer içindeki su tanelerinin dikey hava hareketi ile aniden soğumasıyla da dolu yağışı meydana gelir. Soğuk ilkbahar gecelerinde havadaki su buharının cisimler üzerinde su damlaları oluşturmasına çiy denir. Sonbaharda açık havada çok soğuk gecelerde havadaki nemin cisimler üzerinde buz örtüsü oluşturmasıyla kırağı oluşur.
YAĞIŞLAR
Havadaki su buharının soğuyarak su haline gelmesidir. Bunun için de havadaki bağıl nemin doyma noktasına ulaşması gerekir. (%100)
Bir hava kütlesi;
Soğuk bir hava kütlesi ile karşılaşırsa,
Soğuk bir bölgeden geçerse,
Yükselmeye uğrarsa,
sıcaklığı azalır ve havanın nem taşıma kapasitesi azalacağından yoğunlaşma meydana gelir.
Yine aynı hava Kütlesi;
Sıcak bir hava kütlesiyle karşılaşırsa,
Sıcak bir bölgeden geçerse,
Alçalmaya uğrarsa,
sıcaklığı artar ve havanın nem taşıma kapasitesi artacağından yoğunlaşma sona erer.
►Havanın yükselerek soğuması = yağış
►Havanın doyma noktasına ulaşması = yağış
Yağış Biçimleri
A) Yerde Yoğunlaşma Biçimindeki Yağışlar
1.Çiy: Havadaki su buharının soğuk zeminler üzerinde, su tanecikleri şeklinde yoğunlaşmasıyla oluşur. Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında görülür.
2.Kırağı: Havadaki su buharının soğuk cisimler üzerinde, 0°C’den düşük sıcaklıklarda kristaller şeklinde yoğunlaşmasıyla oluşur. Sonbahar aylarında ya da kış başlarında görülür.
3.Kırç: Havadaki su buharının çok soğumuş ağaç dalları, tel, saçak, vb. cisimler üzerinde yoğunlaşarak buz tabakası haline gelmesidir. Kırağıdan ayrılan yönü, kristallerin üst üste yığılarak buz tabakaları haline gelmesidir.
B) Havada Yoğunlaşma Biçimindeki Yağışlar
1.Yağmur: Bulutu oluşturan su taneciklerinin büyümesiyle oluşan su damlalarıdır. Yoğunlaşmanın devam etmesi ile ağırlığı artan su damlaları yağış halinde yere düşer.
2.Kar: Su buharının, yükseklerde 0°C altında yavaş yavaş yoğunlaşmasıyla oluşan buz kristalleri yere düşer. Bu tür yağışlara kar denir.
3.Dolu: Hava sıcaklığının birden bire ve büyük ölçüde azalması sonucu yağmur damlaları donarak buz parçacıkları halinde yere düşer. Bu yağışlara dolu denir.
Hava kütlelerinin soğuma ve yoğunlaşma biçimine göre yağış çeşitleri;
1.Yamaç (orografik) yağışları: Bir yamaç boyunca yükselen nemli hava kütlesinin soğuyarak yoğuşması sonucu oluşan yağışlardır. Yamaç yağışları çoğunlukla dağın üst kısmına kar, alt kısmına yağmur hâlinde düşer. Yaz musonları bu tür yağış bırakır. Ülkemizde Akdeniz ve Karadeniz kıyılarındaki dağların denize bakan yamaçlarında da bu tür yağışlar oluşur.Dünya’da en çok, Güneydoğu Asya’da Orta kuşaktaki karaların batı kıyılarında Amerika’da Kayalık Dağları’nda, ve sıcak kuşaktaki karaların doğu kıyılarında görülür. Türkiye’de ise, Toroslar’ın güneybatıya, Karadeniz Dağları ile Istrancalar’ın kuzeye bakan yamaçlarında fazlaca görülür.
Hava kütleleri yamaç boyunca yükselirken en fazla yağışı 500 - 1000 m yükseltiler arasına bırakırlar. Yükselti arttıkça (1000 m’lerden sonra) mutlak nem azaldığı için yağış da azalır.
2. Cephe (frontal) yağışları: Faklı hava kütlelerinin birbirleriyle karşılaştığı sınıra cephe adı verilir. Sıcak ve nemli hava kütlelerinin soğuk ve kuru hava kütlesiyle karşılaştığı alanlarda cepheler oluşur. Sıcak ve nemli hava hava soğuk hava kütlesi üzerinde yükselerek yoğuşur ve ardından yağış bırakır. Ülkemizde kış aylarında, kuzeyden gelen soğuk kuru hava Akdeniz kıyıları üzerindeki ılık nemli havayı soğutup yoğunlaştırarak cephe yağışları oluşturur. Cephe yağışları genellikle orta kuşak ülkelerinde görülür.Dünya’da en çok, Orta kuşakta ve 60° enlemleri civarında görülür. Türkiye’de, özellikle kış mevsiminde görülen yağışların çoğu cephesel kökenlidir.
Kış mevsiminde, kutuplardan kaynaklanan soğuk hava ile Ekvatoral bölgeden kaynaklanan sıcak hava kütleleri Akdeniz üzerinde karşılaşırlar. Böylece Akdeniz tali cephesi meydana gelir. Cephe boyunca da yağışlar görülür. Anadolu üzerinde de, Sibirya yüksek basıncı ile İzlanda alçak basıncı ve Asor yüksek basıncına bağlı cephe yağışları görülür.
3. Yükselim (konveksiyon) yağışları: Alttan ısınan nemli hava kütlesinin dikey yönde hızla yükselmesi sonucu soğuyup yoğuşmasıyla oluşur. Ekvatoral bölgelerde oluşan yağışlar çoğunlukla bu şekildedir. Ülkemizde bu tür yağışlar İç Anadolu’da ilkbahar sonlarında ve yaz başlarında gerçekleşir. Bu yağışlara bölgede kırk ikindi yağışları adı da verilir.
Yağış rejimi: Bir bölgede yağışın yıl içindeki dağılışı yağış rejimi olarak adlandırılır. Yağış rejimi yeryüzünün her yerinde düzenli değildir. Ekvatorda her mevsim yağışlı olduğu için bu bölgenin yağış rejimi düzenlidir. Dönencelerin çevresindeki çöl bölgelerinde ise yağış rejimi çok düzensizdir. Ülkemizde ise, Karadeniz kıyıları yıl içerisinde her mevsim yağış alırken diğer bölgelerde genel olarak yağışlar kış ve ilkbahar mevsimlerinde gerçekleşir. Yağış rejimi; bitki örtüsü, toprak çeşitleri, tarım ürünlerinin verimi ve türü, akarsu rejimleri üzerinde etkilidir.
Yağışın dağılışını yer şekilleri, yükselti, kara ve denizlerin dağılışı etkiler. Bir alanının (aylık, mevsimlik veya yıllık) yağış dağılışını gösterebilmek için aynı yağış miktarına sahip olan noktalar harita üzerinde birleştirilir ve eş yağış (izoyet) eğrileri çizilir. Böyle haritalara izoyet haritaları denir.
Genel hava dolaşımı, kara ve deniz dağılışı, yer şekilleri yükselti gibi nedenlerden dolayı yeryüzü nün her tarafı aynı oranda yağış almaz.
Yeryüzünün ortalama yıllık dağılışı haritası incelendiğinde şu sonuçlar elde edilir.
Ekvatoral bölge ve çevresi, muson bölgesi ve orta kuşak karalarının batı kıyıları en çok yağış alan yerlerdir. Bu yerlerde yıllık ortalama yağış miktarı 2000 mm ‘nin üzerindedir.
Dönenceler çevresindeki çöller, karaların iç kısımları ve kutup bölgeleri en az yağış alan yerlerdir. Bu yerlerde yıllık ortalama yağış miktar 250 mm’den daha azdır.
Orta kuşak karalarının denize yakın bölümleri orta düzeyde yağış alan yerlerdir.Bu yerlerde yıllık ortalama yağış miktarı 500-1000 mm arasındadır.
Buharlaşma :
Yeryüzündeki suların belli bir sıcaklıkta su zerrecikleri halinde atmosfere geçmesidir.
Buharlaşmanın gerçekleşmesi için gerekli şartlar ;
1.Sıcaklık : Sıcaklık arttıkça buharlaşma artar.
2.Su Yüzeyi : Su Yüzeyi genişledikçe buharlaşma miktarı artar.
3.Bağıl nem : Bağıl nem düştükçe nem açığı büyür, buharlaşma artar.
4.Basınç : Hava basıncı arttıkça buharlaşma azalır.
5.Hava Kütlelerinin Hareketi : Durgun havada buharlaşma gerçekleşmez. Yükselici havada buharlaşma artar. Rüzgarın hızı arttıkça buharlaşma o kadar çok olur.
•Ülkemizde en fazla buharlaşma G.D.Anadolu’da görülür.
HAVA KÜTLELERİ VE CEPHELER
Atmosferin sıcaklık ve nem bakımından aynı özellik gösteren büyük parçalarına hava kütlesi denir.
Hava kütlesinin oluşum alanı, deniz yüzeyine rastlıyorsa, bu hava kütlesine denizel hava kütlesi denir. Kara üzerinde oluşan hava kütlelerine de karasal hava kütlesi denir.
Hava kütleleri oluştukları yere göre de isim alırlar. Başlıcaları tropikal ve kutup hava kütleleridir. Hava kütlelerinin yer değiştirmesi hava durumu bakımından önemlidir.
Örneğin, Tropikal bölgede oluşmuş bir hava kütlesi Türkiye’yi kapladığı zaman sıcaklık yükselir. Kuzey kutup bölgesinden gelen bir hava kütlesinin yayılmasında ise Türkiye’de sıcaklık azalır.
Farklı özellikteki hava kütlelerini birbirinden ayıran sınıra ise cephe denir. Cephelerde çeşitli atmosfer olayları meydana gelir. Cephe boyunca karşılaşan iki hava kütlesinden, sıcak olan soğuk olanın üzerinde yükselir. Yükselme soğumaya, bulutların oluşmasına, sislere ve yağışlara neden olur.
COĞRAFYA 9 DERS NOTLARI
COĞRAFYA 9.SINIF DERSİ ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI
COĞRAFYA 9.SINIF DERSİ ÖLÇME DEĞERLENDİRME VE TEST SORULARININ CEVAPLARI
COĞRAFYA 9.SINIF ÖDEVİ
COĞRAFYA LİSE 1.SINIF DERSİ ÖLÇME DEĞERLENDİRME VE TEST SORULARININ CEVAPLARI
COĞRAFYA LİSE 1.SINIF DERSİ ETKİNLİKLERİNİN CEVAPLARI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder